24.07.2017

MAĞFİRET AYI RAMAZAN

Rahman ve Rahîm Olan Allah’ın Adıyla

Bizi, sonsuz nimetleriyle yeniden Ramazanın mânevi iklimine kavuşturan Allah’a hamdolsun.  Hayatın her alanında bizlere model olan kutlu elçi Hz. Muhammed (sav)’e salât ve selâm olsun.

İnsan hayatının sermayesi, zamanla kayıtlı ömürdür. Yerküre imtihan yeri, ömür de imtihan zamanıdır. Ayların sayısını on iki olarak belirleyen Yüce Mevlâ, ramazan aylarına daha çok bereket lütfeder. İnanarak ve karşılığını Allah’tan bekleyerek yapılan her sâlih amele daha yüksek bir mükâfatla karşılık verir, zamanı kendi içinde yeniden yaratır. Orucun müminlere farz kılındığını bildiren âyette ramazanın bu yönüne değinilmiş, büyük bir nimet olduğuna işaret edilmiş, Allah’a yakınlaşmak ve takvâya erişmek için sayılı günlerin oruç ile ihyâ edilmesi emredilmiştir. Bu mevsimde orucun müminlere farz kılındığını, cennet kapılarının açıldığını, cehennem kapılarının kapandığını dile getirdiği hadiste de ramazan ayının bu ayırıcı vasfına dikkat çekilmiştir.

Kur’an, toplumu değiştirmek ve dönüştürmek üzere ilk kez asırlar evvel yine böyle bir ramazanda vahyedilmeye başlandı. Sadece Allah’a kullukta bulunmaya, ana babayı hoş tutmaya, düzgün davranışları tercih etmeye, Allah’tan af dilemeye, yoksula, yolda kalmışa hakkını vermeye, aile efradına, akrabaya ve komşuya karşı görevleri yerine getirmeye, savurganlık ve cimrilik yapmamaya, yumuşak söz söylemeye, çocukları rızık endişesiyle öldürmemeye, rızka kefil Allah’ı bilmeye, kadın erkek arasındaki mahremiyet ilişkisine özen göstermeye, sarhoşluk veren maddelerden uzak durmaya, öldürmemeye, yetim malını el üstünde tutmaya, ahde vefa göstermeye, ölçü ve tartıya titizlik göstermeye, yeterli bilgi ile konuşup yorumlamaya, göze, kulağa ve kalbe görevlerini yaptırmaya, mütevazı davranmaya, yasaklara riayet etmeye, imkânsızlıkla imtihan edilenlere gerekli yardımı yapmaya ve kolaylık sağlamaya çağırmıştır. Yüce yaratana ait bu davet, her çağda beşer ihtiyaçlarına cevap verecek evrenselliğe sahiptir ve ilk günkü tazeliğini ve güncelliğini korumaktadır. O nedenle muhatabı olduğu insanın hayatında karşılık bulmalı, indirildiği ramazan ayı muhasebe ve yenilenme zamanı olmalıdır.

Doğru yolu göstermesi, hak ile batılı birbirinden ayıran delilleri içinde barındırmasıyla insanların hidayetine tahsis edilen Kur’an’ın bu ayda indirilmiş olması, Ramazan Ayına yücelik kazandıran yegâne unsurdur. Zira son vahiy, mülkün teminatı olan adaleti rahmetle yoğurmaya, ahlakı, bilgi ve hikmetle süslemeye, ramazanda başlamıştır. O nedenle asırlar evvelinde olduğu gibi modern zamanlarda da ramazan ayları hep değişime konu olmuştur. Bu ayı gören herkesin, eriştiği nimete oruçla mukabelede bulunma mecburiyeti, şükrün gereğidir. Ramazan ayında daha fazla öne çıkan ve varlık âlemini kuşatan rahmet ve mağfiretten faydalanabilmek için bu ayın istisnai durumunu ortaya koyan oruç ve teravih gibi ibadetlere sarılmalı, Kur’an’ı anlayıp yaşamaya ve Peygamber’e uymaya gayret edilmelidir. Zira Ramazan orucunun vesile olacağı takvaya erişme ve bin aydan değerli Kadir Gecesi’nin bereketinden faydalanma imkânı, bu hususlara riayet etmeye bağlıdır.

Ölçülü yaşamakla mükellef olan insan, zorlu imtihanda, girift beşeri ilişki ağıyla mücadelede, dinin irade eğitimine ve nefis terbiyesine muhtaçtır. Ramazan ayı buna başlamak için iyi bir fırsattır. Hayata dair teamülleri sorgulayabilir, geçmişle yüzleşebilir, varlığın gayesi üzerinde tefekküre geniş zaman ayırabilir, toparlanarak istikamete girebilir, sağlam bilgiyle yenilenebilir, ümmet ve milleti ilgilendiren meselelere ve müslüman topluma özgü özelliklerin muhafazasına kafa yorabiliriz.

Ramazan, beşere, hayatın bütününde nezaket ve nezahetin ihsan edildiği aydır. Nebevi uygulamalarla gönüllere işlenen bu estetik yaklaşım, iyilik üzerine kurulmuştur. Aileye, akrabaya, yoksula, yurtsuza, yaşlıya, kimsesize, dula ve yetime, düşküne, tüm insanlara, mahlûkata, yere, göğe ve bütün eşyaya; merhamet, sevgi, şefkat, paylaşma, yardımlaşma, doyurma, gözetme, gönül alma, huzur, barış, birlik ve dirlik hâkim kılınmalıdır.

Gölgesi üzerimize düşen ramazan ayının, ülkemiz, milletimiz ve İslâm coğrafyası için iyiliğe, berekete, kurtuluşa, affa ve mağfirete vesile olmasını Yüce Mevlâ’dan niyaz ederim.

Hüseyin KÖKSAL
Vakfıkebir İlçe Müftüsü