29.05.2018

AF VE MAĞFİRET AYI RAMAZAN

 

Rahmeti kainatın bütününü kuşatan Yüce Allah’ın Adıyla                                              Ayırım yapmaksızın tün kullarını rızıklandıran, bağışlamak için türlü türlü fırsatlar halk eden, Yüce Mevla, sonsuz rahmetinin tecellisiyle bizleri yeniden Ramazan ayının manevi iklimine kavuşturdu. Her türlü izzet ve ikramı, lütuf ve bereketi, sonsuz imkanları için Ona hamd eder; hayatın her alanda bizlere yol gösteren Hz. Muhammed (sav)'e salat ve selam ederiz.

            Zamandan bağımsız olamayan insan, varlık gayesini gerçekleştirirken, zamanı nitelikli olarak değerlendirmekle imtihan edilir. Rızkımızı kazanalım ve dünya işlerimizi iyi yapalım diye zamanı dilimlere; geceye, gündüze, aylara ve yıllara bölen ve onları şaşmaz bir takibe dahil eden Yüce Mevla, kadir gecesi ve ramazan ayı gibi zaman dilimlerine daha çok mana ve bereket lutfeder. İnanarak ve karşılığını Allah'tan bekleyerek yapılan her işe daha yüksek bir mükafatla karşılık verir, zamanı kendi içinde çoğaltır. Orucun müminlere farz kılındığını bildiren ayette ramazanın bu yönüne değinilmiş, büyük bir nimet olduğuna işaret edilmiş, Allah'a yakınlaşmak ve sorumluluk bilincine erişmek için sayılı günlerin orucu ile ihya edilmesi emredilmiştir.

            Kur'an, toplumu değiştirmek ve dönüştürmek üzere ilk kez asırlar evvel yine böyle bir ramazanda ilahi kattan inmeye başladı. Sadece Allah'a kullukta bulunmaya, ana babayı hoş tutmaya, düzgün davranışları tercih etmeye, Allah'tan af dilemeye, yoksula, yolda kalmışa hakkını vermeye, aile efradına, akrabaya ve komşuya karşı görevleri yerine getirmeye, savurganlıktan ve cimrilikten uzak durmaya yumuşak söz söylemeye, çocukları rızık endişesiyle öldürmemeye, rızka kefil sadece Allah'ı bilmeye, kadın erkek arasındaki mahremiyet ilişkisine özen göstermeye, sarhoşluk veren maddelerden uzak durmaya, öldürmemeye, yetim malını el üstünde tutmaya, ahde vefa göstermeye, ölçü ve tartıya titizlik göstermeye, kesin bilgi ile konuşup yorumlamaya, göze, kulağa ve kalbe görevlerini yaptırmaya, mütevazi davranmaya, yasaklara riayet etmeye, imkansızlıkla imtihan edilenlere gerekli yardımı yapmaya ve kolaylığı sağlamaya çağırmıştır. Yüce yaratana ait bu davet, her çağda beşer ihtiyaçlarına cevap verecek evrenselliğe sahiptir ve ilk günkü tazeliğinden ve güncelliğinden hiçbir şey kaybetmemiştir. O nedenle muhatabı olduğu insanın hayatında karşılık bulmaya hakkı vardır.

            Doğru yolu göstermesi, hak ile batılı birbirinden ayıran delilleri içinde barındırmasıyla insanların hidayetine tahsis edilen Kur'an'ın bu ayda indirilmiş olması, Ramazan Ayına yücelik kazandıran yegane unsurdur. Zira son vahiy, mülkün teminatı olan adaleti rahmetle yoğurmaya, ahlakı, bilgi ve hikmetle süslemeye, ramazanda başladığından asırlar evvelinde olduğu gibi modern zamanlarda da ramazan ayları hep değişime konu olmalıdır. Bu ayı gören herkesin, eriştiği nimete oruçla mukabelede bulunma mecburiyeti, şükrün gereğidir. Ramazan ayında daha fazla öne çıkan ve varlık alemini kuşatan rahmet ve mağfiretten faydalanabilmek için bu ayın istisnai durumunu ortaya koyan oruç ve teravih gibi ibadetlere sarılmalı, Kur'an'ı anlayıp yaşamaya ve peygambere uymaya gayret edilmelidir ki, Ramazan orucunun vesile olacağı takvaya erişme ve bin aydan değerli Kadir Gecesinin bereketi tecelli etsin.

            Ölçülü yaşamakla mükellef olan insan, zorlu imtihanda, karmaşık beşeri ilişki ağıyla mücadelede, dinin irade eğitimine ve nefis terbiyesine muhtaçtır. Ramazanı ayı buna başlamak için iyi bir fırsattır. Hayata dair teamülleri sorgulayabilir, geçmişle yüzleşebilir, varlığın gayesi üzerinde tefekküre geniş zaman ayırabilir, toparlanarak istikamete girebilir, sağlam bilgiyle yenilenebilir, ümmet ve milleti ilgilendiren meselelere ve müslüman topluma özgü niteliklerin muhafazasına kafa yorabiliriz.

            Ramazan, beşere, hayatın bütününde nezaket ve nezahetin ihsan edildiği aydır. Nebevi uygulamalarla gönüllere işlenen bu estetik yaklaşım; aileye, akrabaya, yoksula, yurtsuza, yaşlıya, kimsesize, dula ve yetime, düşküne, tüm insanlara, mahlûkata, yere, göğe ve bütün eşyaya; merhamet, sevgi, şefkat, paylaşma, yardımlaşma, doyurma, gözetme, gönül alma, huzur, barış, birlik ve dirlik olarak yansıtılmalıdır.

            Gölgesi üzerimize düşen ramazan ayının, ülkemiz, milletimiz ve İslam coğrafyasına iyiliğe, berekete, kurtuluşa, affa ve mağfirete vesile olmasını Yüce Mevla'dan niyaz ederim.

            Ramazan feyiz bereketi üzerinize olsun.